Hatırlamak için çekelim mi? Çekelim haydi!
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Batman'daki incelemeleri sırasında Bölge Devlet Hastanesi'nde engelli Nurullah Mehmetoğlu'nun, "Asgari ücretle çalışıyoruz. Koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz" demesine sinirlenerek, "Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz. Daha ne yapalım" diye çıkışmıştı. Hatırladınız mı? Şimdi oturup engelli vatandaşlarımızın neler çektiği düşünelim! Ama yok biz bu tartışmayı başlatamayız. Çünkü engel bizde, beynimizde…
Meclisi toplama çağrısını eleştiren AKP genel başkan yardımcısı
Hüseyin Çelik, “Birkaç Mehmet şehit oldu
diye Meclis’i toplayamayız” ifadesini kullanmıştı, hatırladınız mı? Hüseyin
Çelik’i karşımıza alıp sorduk mu? “1984’ten başlayarak say bakalım!” diye…
Sormadık, soramadık. Sorsaydık da cevabı yapıştırırdı: Otuz bin, yirmi dokuz
bin dokuz yüz doksan dokuz, yirmi dokuz bin dokuz yüz doksan sekiz… …On üç, on
iki, on bir, on, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir, sıfır…
Çelik kendisini öyle ya da böyle haklı çıkarabilecek zekâya sahiptir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu unutmak da ayıp olur şimdi. Başbakana
olan saygısını ve inancını ne güzel ifade etmişti hatırlayın: “Biz sayın başbakan gibi söz verip
sözümüzde duran insanlardan değiliz.”
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Erciş’te hayatını kaybedenler
için düzenlenen mevlide katılmış ve Hakkâri’de polis noktasına katırın
üzerindeki bombayla saldırı girişimini kınayarak “O katırın hesabını nasıl verecekler, ben merak ediyorum. Bir gün
hesabını verecekler. Katırın hakkını korumakta bize ait” demişti. Bunu
hiçbir zaman unutmayın! Ya da unutun! Kamer Genç’in de dediği gibi: “Anlayana davul zurna saz, anlamayana
sivrisinek…”
Unutmayın! Unutmayın!
Lütfen ama lütfen hatırlayın!
Hatırlayın, “bana yetki verin kaçakçılığı on günde bitiririm” diyen Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez’i. Kaçakçılık şebekesi yönettiği ortaya çıkınca nasıl da gülmüştük halimize…
Hatırlayın, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in zamlara “Güncelleme” ismini vermesini. “Devlet, politikası gereği adam öldürebilir”
açıklamasıyla vahşetin boyutlarını ortaya çıkaran Süleyman Demirel’i hatırlayın!
Adalet Bakanlığı, cezaevi nakil aracında beş mahkûmun
yanarak ölmesiyle ilgili tazminat davasında ailelere verdiği yanıtı hatırlıyor
musunuz? Biz söyleyelim: “Zaten size
faydası olmazdı”
Fıkramız da hazır:
İsviçre'de bir
kokteyl veriliyor. Büyükelçi Bakanı, İsviçre Bakanı ile tanıştırıyor:
"İsviçre denizcilik bakanı" Türkiyeli bakan şaşırıyor: "İyi de
İsviçre'de deniz yok, nasıl bakanı olur?" İsviçreli Bakanı: "İyi de
sizde de Adalet Bakanı var!"
Neyse artık: “Mübarek
kurban şeker bayramınız kutlu olsun.”(Tansu Çiller)
Başlığın çıkış noktası ve yazıya ilham veren görüntüler
için izleyin lütfen:
Devamı gelecektir, yazıyı eksik bulanlar elbette haklıdır. :))
YanıtlaSilÇok güzel hatırlatmalar olmuş
YanıtlaSilGündemden uzak yaşayan biri olarak çoğunu okurken hayrete düştüm
Daha neler var neler! Niceler!
SilGündemden uzak kalmak sağlığımız için iyi olacaktır.
Ne hızlı değişen gündemimiz var!Ama şu kaçakçılığı şıp diye keseceğini söyleyenin pişkinliğine şaştım kaldım...ne denli basit insanlar söz sahibi bu güzelim ülkemde:/
YanıtlaSilAkaryakıt kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanmıştı Bölünmez!.. Bu insanlara biraz daha sabredeceğiz sonrası fena değil galiba :))
SilMemleketimden İnsan Manzaraları
YanıtlaSil1.kitap:9 sayfa
2.kitap:111 sayfa
3.kitap:269 sayfa
4.kitap:391 sayfa
5.kitap:471 sayfa (şu an elimde bulunan)
Yaşasaydı da görseydi Nazım Usta yukarıda yazdığın birkaç örneği, kim bilir kaç yüzbinellidokuz sayfa doldururdu. Ya da Aziz Nesin...
Onların söz ve tavırları değil çelişkili olan, düpedüz var oluşlarıdır. Bir makama hangi kapasite ve nasıl yollardan gelindiğinin kara mizahıdır asıl anafikir. O bir boşvermişlik paradigmasının ürünüdür. O demokrasilerin nitelik-kalite değil, sadece sayı rejimi olduğunun kanıtıdır......
Zihni senin yorumların saygı duruşunu hak ediyor. Kaç dakika istersin sen onu söyle bize :))
SilNazım'ı ve Aziz'i çağırma şimdi, rahat bırak o insanları! Yaşamı boyunca az mı çektiler? Aziz Sivas'ta küsmedi mi hayata? Peki ya Nazım! Ölüm değil miydi her bir günü?
Ne etcez şincik? DUA ETSEK Mİ? Şu gara buludları kış kış edemezmiyik?
1 dakika yeter, o da inadına düşünebilmek için. "1 dakka dur ve düşün" cinsinden 1 dakka...
YanıtlaSilAz çekmediler Onların adı arşa yazıldı.
Dua mı?
onlara çektirenlerin zerresi yok ortalıkta.
rüzgar aldı götürdü, şetan yedi bitirdi.
Ama düştü binlerce tohum: Nazım'lar, Aziz'ler için...
SilAğzın bal yesin desem ayıp etmiş olurmuyum?
YanıtlaSilElbette Hayırrrrrrrr! :)
SilAğzımız bal yesin... :)) Ama o kötü pis reklam ballarından değil, hakiki karakovan balı, şekersiz. :))
Eğer onlardan bulursan kaçırma derim.Eşim bir müşterisinden gercek bal diye alıyor ama Allah biliyor artık ne yediğimizi. En kötüsüde böyle bal gibi bir mucizevin para için yalan-dolana bulaşması! Konu kaydı :)
SilKonu mu? Hımm! :))
SilBal daha önemli, yarın bir gün o konuya da el atabilirim. Eşin dikkat etsin, bal şöyledir böyledir diyenler kimyasallarla balı her hale getirebilir. İyi bal kırmızıdır derim ve balın hepsini kırmızı yapabilirim. Ne de olsa beyin para etmiyor :)) Yorumlarınızla tebessüme sebebiyet verdiniz; sağ olun, var olun :D
Ödül listeme seni de ekledim :) e-mailini göremedim, o yüzden buradan haber verdim :) sevgiler :)
YanıtlaSilİyi yapmışsın hem de çok iyi!
SilÜzerimizdeki ölü toprağı atmamızda katkın oldu bak :)) Ne diyelim; hak ettik galiba :D
hay ağzına sağlık ! o kadar haksızlıklarla dolu ki bizim demokrasi yalanımız .. sesi çıkanın sesini kesiyorlar, ne yapıyorsunuz demeye dilimiz varmadan dilimiz kesiliyor bile :S sonumuz nasıl olur Allah kerim..
YanıtlaSilGelin yeniden temel atalım; temeli çürütenleri püskürtmeyi de unutmayalım. Yoruma gelince sağ ol var ol. :)) İyi geldi.
SilEllerine yüreğine sağlıkk!
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHal orta da işte. Ne denir ki...
YanıtlaSilTam bir güler misin ağlar mısın yazısı olmuş. Çok güzel olmuş. Devamı gelince daha da güzel olur. Eline sağlık...
Elbette devamı gelmeli... Esasen dört ciltlik bir şaheser için sakladım devamını! ;)
SilYüreğine sağlık...