"Bursa’nın
Osmangazi İlçesi’nde, iddiaya göre 4 çocuk babası 50 yaşındaki A.Ç. önceki gece
geç saatlerde alkollü olarak kayınpederinin evine gelmiş. Burada terastaki
yatakta uyumak isteyen A.Ç kayınvalidesi ve kayınpederinin ısrarına rağmen
içeri girmemiş. Sabah saatlerinde terasa gelen kayınpeder, damadının gittiğini,
yattığı yatağın üzerinde ise tüy ve kan lekeleri bulunduğunu görmüş. Kayınpeder
kendisine ait ördeği kümeste perişan halde bulunca durumu polise bildirmiş.
Kayınpeder, “Sabah katlığımda yatağın üzerinden tüyler ve kanlar vardı. Kümesi
açtığımda ördeğin güçlükle yürüdüğünü ve sendelediğini gördüm” demiş. İddiaları
reddeden zanlı ifadesinden sonra salıverilirken, Kabahatler Kanunu’na göre 250
lira para cezasına çarptırılmış."
Ülkemizde
yaşanması nispeten normal olan hadisedir. Daha önce de; damacana, tavuk, eşek,
katır, at, kedi, köpek ve koyun gibi canlı cansız varlıklar, cinselliğimizle
ilgili sorunlarımızın pırtlamasına yol açmıştı.
Böyle
tuhaf ve olası işlere kalkışan insanların, acımasızca geyiğini yapacak değiliz.
Bazı gazetelerin yaptığı gibi ördeğin gözlerine siyah bant çekmeyeceğiz ya da
bazı televizyon kanallarında iddia edildiği gibi alkol alışkanlığının bütün bu
yaşananlara sebep olduğunu da iddia etmeyeceğiz.
Şiddete
uğramış, canından olmuş bir hayvan; 50
yaşında 4 çocuk babası bir insan ve son olarak da biz varız bu çemberin içinde.
Peki,
kim yanlış? Hangi açıklama yerinde? Ne yapmalı?
Ördek,
“Bedenim bana ait, adalet istiyorum. Haksızlık bu!” diyebilir. Biz de ona, “Evet,
sen haklısın!” deriz.
Zanlı, “Beni bu
sonuca yöneltende sizlersiniz. Ve kendi yaptığınız suça ceza kesiyorsunuz ve
aslında kendinizi yargılıyorsunuz!” diyebilir. Biz de ona, “Evet, sen de
haklısın deriz.
Ve bizden birileri
çıkıp, “İyi de, ikisi birden haklı olamaz!” dediğinde. “Sen de haklısın!”
demekten başka çaremiz yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder